Kifoz Türleri

Postürel ya da Pozisyonel Kifoz

Biraz önce tanımladığımız fizyolojik ayakta duruşta 35 derecelik kifozu olan bir insanın kötü duruşa bağlı kamburluğunun (kifozunun), örneğin 50 dereceye çıkması pozisyonel bir kamburluktur. Ailelerin çocuklarında gördükleri kamburluk şikayetinin en sık nedeni budur.

 

Yapısal ya da Schuermann Kifoz

Tıpkı sebebi bilinmeyen skolyoz gibi Schuerman hastalığının da neye bağlı olduğu tam bilinmemektedir. Omurga yapısına baktığımız zaman, kamburluğun merkezindeki 1 ila 3 ardışık omurda belirgin kamalaşma ve omurlar arasındaki yastıkçıkların yapısal bozukluğu ile karakterizedirSchuermann kifozu ile ağır çanta taşımak veya sürekli kambur durma arasında bir ilişki gösterilememiştir.

 

Yapısal kamburluk, o kişinin fizyolojik ayakta duruşta dahi 45 derecenin üzerinde olan ve çoğu zaman, bir kemik veya yumuşak doku patolojisine bağlı ortaya çıkan kamburluktur. Bu kamburluk doğuştan omurga anomalilerine (konjenital kifoz), bazı kemik hastalıklarına (iskelet displazisi, nörofibromatozis vs.), omurga enfeksiyonu (omurga tüberkülozu vs.) veya omurga kırıklarına bağlı omurların hasar görmesiyle oluşabilen çeşitli sinir ve kas hastalıklarına bağlı olabilir.

Ancak, büyümekteolan hastalarda yapısal kamburluğun en sık nedeni Schuermann hastalığı diye tanımlanan ve nedeni bilinmeyen bir etkilenmeye bağlı, omurgaların dikdörtgen şekillerini kaybedip üçgenleşmesi ile ortaya çıkan kamburluktur. Schuermann hastalığı tedavi edilmezse kamburluğun artması ve tehlikeli boyutlara ulaşması ile sonuçlanabilir.


 

Schuermann Kifoz ve Postürel Kifoz Nasıl Ayırt Edilir?

Ailelerin kolaylıkla yapabileceği bir test ile ikisi birbirinden ayırt edilebilir. Çocuğunuza dik dur dediğinizde mevcut kamburluğunu belirgin olarak düzeltebiliyor ise, bu büyük ihtimal ile postürel kamburluktur. Burada dikkat edilmesi gereken kamburluğun nereden düzeldiğidir.

Eğer kamburluk en çıkıntılı yerinden düzeliyorsa sorun yoktur. Bazen kamburluğun en çıkıntılı yeri hiç düzelmez ve daha üst ile alttaki omurlardan bir miktar düzelme olabilir. Bazen de kamburluk belirgin olarak değil de hafif bir düzelme gösterebilir. İşte bu iki durumda doktorunuza başvurup profesyonel yardım almanız gerekli olabilir.

Postürel Kifozun Sebepleri Nelerdir ?

Postürel kamburluğun en önemli sebepleri uzun süreli yanlış pozisyonda oturuş ve omurgamızı dik tutan postür kaslarımızın güçsüzlüğü ve yetersizliğidir. Postürel Kifozun temelleri çocukluk çağında atılmaktadır. Teknoloji çağında büyüyen günümüz çocukları, vakitlerinin büyük çoğunluğunu, okul, dershane, evde ders çalışma ve bilgisayar başında geçirmektedir. Çocuklar ne yazık ki anne, baba ve öğretmenlerinden İdeal Postür bilincini öğrenememektedir. Çünkü anne, baba ve öğretmenlere de bu bilinc öğretilmemiştir. Teknoloji ile haşır neşir olan çocuklar, çocukluk döneminde, hareket etmelerini sağlayan oyunlar veya sportif aktivitelerden uzak durmaktadırlar. Bu yaşam tarzı hem çocuklarımızın vakitlerinin büyük çoğunluğunu kötü oturuş pozisyonunda geçirmesine neden olmaktadır. Böylelikle az hareket ettikleri vespor yapamadıkları için iskelet ve kas sistemi yeteri kadar gelişmemektedir. Bu iki kötü alışkanlık ise pozisyonel kamburluğun en önemli sebepleridir.

Bir diğer sebep çocukların ağır okul çantalarıdır. Ağır okul çantaları, omurga sağlığı için uygun değildir. Çocukluk döneminde bel ve sırt ağrısına ve daha ileri yaşlarda yine bel ağrısı ve bel fıtığı gibi durumların gelişmesine zemin hazırlar.

Yetişkinlik döneminde de Postürel bilinç oluşmamış kişilerde, uzun süreli bilgisayar, laptop kullanımı kifoz olmamıza neden olmaktadır. Monitör seviyesinin göz hizasından aşağıda olması yüzünden, başımızı öne doğru eğmek zorunda kalıyoruz. Böylece boyun ve sırt ağrıları ile birlikte kifoza zemin hazırlıyoruz.

Postürel Kifoz Nasıl Düzeltilebilir?

Ailelerin aslında bu konu da en çok yaptıkları şey sürekli olarak çocuklarını “dik dur” diye uyarmaktır. Çocukçoğu zamanuyarılınca dikdurmakta ve akabinde tekrar kambur pozisyonuna dönmektedir. Ardından ikinci, sonra bir üçüncü uyarı gelmekte ancak uyarılar hiçbir şekilde işe yaramadığı gibi aile ile çocuklar arasında bazen ciddi gerginliğe ve inatlaşmaya neden olmaktadır.

Ailelere tavsiyemiz bu çeşit tekrarlayan uyarılardan vazgeçmeleridir. Postürel kamburluğu önlemek için en başta sebeplerini yok etmek gerekir. Günümüz çocuklarını okul, dershane, bilgisayar üçgeninden vazgeçirmemiz veya alıkoymamız tabii ki gerçekçi bir yaklaşım değildir. Bu konu ile ilgili kontrol edebileceğimiz bazı şeyler vardır. Öncelikle işe oturma alışkanlıklarından başlamak gerekir. Çocukların çalışma masaları ve sandalyelerinin uygun konum, açı, yükseklikte olmasını sağlamak, yine monitör ve klavye yüksekliklerini uygun pozisyonlara ayarlamak iyi bir başlangıç olacaktır. Bu ayarlamalar ile çocuklarımızın omurgalarını fizyolojik sınırlarda tutabilecekleri ideal pozisyona alışmalarını sağlayabiliriz.

Bir diğer önemli konu da çocuklarımızı Klinik Pilatese zaman ayırmaları konusunda ikna ve motive etmektir. Mümkünse onlarla birlikte beraber Klinik Pilates yapmaktır. Klinik Pilates, çocuğunuzun ve bizim fizik kondisyonunu, omurgayı dik tutan kasların kuvvetini, esnekliğini ve dayanıklılığını arttırarak postürel kamburluğun önüne geçecektir.  Haftada en az 3 gün bir saatlik Klinik Pilates uygulaması kötü duruş sorununun çözülmesinde ve ağrıların azalmasına yardımcı olacaktır.

Schuermann Kifozunun Bulguları Nelerdir?

Schuermann kifozu genellikle8 ve 12 yaş arasında görülür. Kız ve erkeklerde eşit oranda görüldüğü düşünülmektedir. Genellikle eğrilik2 tip olarak görülür. Bunlardan birincisinde ve en sık görülende eğrilik sırt bölgesindedir. Diğer tipte ise eğrilik sırt ile bel bölgesinin bileşkesinde belirgindir. Ayrıca hastalarda sırt ve bel ağrısı da birlikte görülebilir. Bazı hastalarda kifoza hafif bir skolyoz da (omurganın yana eğriliği) eşlik edebilir.

Schuermann Kifoz Tedavisi Nasıl Yapılır?

Korse Tedavisi

Orta derecede Schuermann kifozu için korse tedavisi uygun olabilir. Bu tedavi için kullanılan birçok korse vardır. Hepsi çocuk büyürken eğriliğinin artmasını engellemek için tasarlanmıştır. Korseler, aktif iskelet büyümesi esnasında eğriliğin artmasını engellemek için karşı destek olarak görev yapar. Korseler omurgayı tamamen düzeltmez, hastaların en azından yarısında kifozun artmasına engel olamaz. Korseden beklenen en iyi başarı kifozun tespit edildiği derecede kalıp daha fazla ilerlemesinin ve cerrahi sınıra erişmesinin engellenmesidir.

Başarılı Korse Tedavisi İçin Neler Gereklidir?

– Doktor onayı alındıktan sonra, haftada 5 gün 1 saatlik Klinik Pilates Uygulaması. Uygulama esnasında  korseye ara verilmelidir.
– Omurga doktoru tarafından yapılan düzenli muayeneler
– Hastaya uygun yapılmış bir korse
– Uyumlu bir hasta ve destekleyici bir aile
– Korsenin günde en az 20-23 saat kullanılması

Cerrahi Tedavi Ne Zaman Gereklidir?

Schuermann kifozunda cerrahi tedavi için gerekli eğrilik şiddeti konusunda tam bir fikir birliği yoktur. Ancak 75 derece üzeri eğriliklerin kesin ameliyat gerektirdiği konusunda genel bir fikir birliği vardır. Bu deformite içinde günümüzde en çok tercih edilen yöntem skolyozda olduğu gibi posterior enstrümentasyon ve füzyondur.

Çok şiddetli eğriliklerde buna osteotomi diye tanımladığımız omurga kemiğinden parça çıkartılarak yapılan düzeltmeler eklenebilir. Hastalar ameliyatın ertesi günüayağa kaldırılır ve yaklaşık 5-7 gün içinde taburcu edilirler. Taburcu edilirken bazı hastalarda kısa süreli (3 ay) korse uygulanabilir. Çocuklar yaklaşık 3 hafta içinde okullarına dönebilirler. Üç ay sonrası yürüyüş ve yüzme gibi egzersizlere izin verilir. Bisiklete binme 6. aydan sonra serbest bırakılır. Birinci yıl sonuna kadar sert temas gerektiren sporlar (futbol, basketbol vs.) yasaklanır. Birinci yıl sonunda tamamen normal yaşantılarına dönmelerine izin verilir

Postürel Kifozun Sebepleri Nelerdir ?

•Postürel Duruşu Bilmemek

Postür iskelet ve kas sistemimizin en az çaba ile olmamız gereken en ideal duruş olarak tanımlayabiliriz.

Ayakta durduğumuzda doğru postürün çizgisi ve referans noktaları vardır.

Bu referans noktaları aynı düzlemde tutmak için Antigravite dediğimiz yerçekimine karşı bizi ayakta tutan, Postür kaslarımızı aktif halde tutmamız gerekiyor.

İdeal postürel duruşa ulaşabilmek için her anımızda, kalça, sırt ve karın kaslarımızı istemli bir şekilde aktif halde tutmalıyız ki omurgamızı olması gereken postür çizgisinde tutabilelim. Doğru postüre ulaşmak için omuzlarımızın duruşu da çok önemlidir. Özellikle bayanlar küçük yaştan itibaren göğüsleri çıkmaya başlayınca omuzlarını öne getirme eğilimiyle büyümektedir. Doğru postür için Scapulalarımızı yani kürek kemiklerimizi arkada birbirine iyice yaklaştırıp daha sonra aşağıya doğru serbest bırakmalıyız.

Maalesef anne, baba ve öğretmenlerimizden bu ideal postür bilgisini öğrenmediğimiz için ayakta dururken postürel duruşa önem vermeden sadece dik olarak duruyoruz. Postür kaslarını aktif tutmaya çalışmıyoruz. Yer çekimine karşı aktif olmayan postür kaslarımızın yerine, tüm yükümüzü omurgamıza ve diğer kaslarımıza yüklüyoruz.

Karın kaslarını sıkı tutmayan, özellikle de göbeği önde olan kişilerin ve hamilelerin, karın kaslarını aktif tutmadıkları için ağırlık merkezi öne doğru kayacaktır ve vücut dengesini sağlaması için üst gövdeyi geri doğru götürecek ve başı da öne doğru gelecektir. Bel bölgesinin çukuru daha da artarak bel ağrısı, lordoz ve fıtık olma riski artacaktır.

•Postürel Oturuşu Bilmemek

Oturmaya doğumla başlıyoruz, ölene kadar devam ediyoruz. Günün en az 5 ile 10 saatini oturarak geçiriyoruz. Nereye oturduğumuz hiç önemli değil; evde, işte, arabada, otobüste, parkta nereye oturursak oturalım, omurgamızın doğal yapısını bozmadan oturmalıyız. Yorulduğumuzda oturuyoruz ama oturduğumuzda belimize binen yük miktarı ayaktakinden on kat daha fazlalaşıyor ve fıtık olma riskimiz artıyor.

Postürel kamburluğun en önemli sebeplerin uzun süreli yanlış pozisyonda oturuş ve omurgamızı dik tutan postür kaslarımızın güçsüzlüğü ve yetersizliğidir. Postürel Kifozun temelleri çocukluk çağında atılmaktadır. Teknoloji çağında büyüyen günümüz çocukları, vakitlerinin büyük çoğunluğunu, okul, dershane, evde ders çalışma ve bilgisayar başında geçirmektedir.

Çocuklar ne yazık ki anne, baba ve öğretmenlerinden İdeal Postür bilincini öğrenememektedir. Çünkü anne, baba ve öğretmenlere de bu bilinç öğretilmemiştir.

Teknoloji ile haşır neşir olan çocuklar, çocukluk döneminde, hareket etmelerini sağlayan oyunlar veya sportif aktivitelerden uzak durmaktadırlar. Bu yaşam tarzı hem çocuklarımızın vakitlerinin büyük çoğunluğunu kötü oturuş pozisyonunda geçirmesine neden olmaktadır. Böylelikle az hareket ettikleri ve spor yapamadıkları için iskelet ve kas sistemi yeteri kadar gelişmemektedir.

Nereye oturursak oturalım, oturduğumuzda kalçamızı oturduğumuz yerin en gerisine dayamalıyız. Omurgamız “S” harfi çiziyor demiştik. Koltuğumuz bel boşluğumuzu destekleyecek, dolduracak ergonomide olmalıdır. Omuzlarımız geride ve aşağı bırakılmış olmalıdır. En ideal oturma açısı 120 derecelik koltuk pozisyonudur. Kollarım ne aşağıda sarkık, ne de yukarıda omuzları yukarı kaldırır pozisyonda olmamalıdır.

Yapılan bir araştırmalarda, dimdik oturmanın kronik sırt ağrısına neden olduğu belirlenirken, uzmanlar, omurgaya daha az baskı yapan geriye doğru 120 derecelik oturma pozisyonunu önermektedirler.

 

Oturma Açısı İncelemelerinde:

  • 70 dereceden az bir açıyla yani öne doğru eğilerek oturanların sırtın en alt bölümündeki kasları ve tendonları fazlasıyla zorladığı belirlendi.
  • 90 derecelik açıyla yani dik oturmak, omurgaya en fazla baskı yapan oturma şeklinin olduğu belirlendi. Bu şekilde oturulduğunda omurgadaki diskler üzerinde büyük bir baskı oluştuğu görüldü.
  • 125 derece ve üzeri bir açıyla oturulduğunda, ayaklar yere basarken geriye doğru yaslanarak yani omurganın, disklerin, kas ve tendonların çok daha rahat olduğu belirlendi. Bu şekilde oturulduğunda omurganın doğal yapısı olan “S” şekline en yakın halinde olduğu görüldü.

 

 

Genelde kaykılarak dediğimiz kalçamızı oturduğumuz yerin önüne doğru getirerek bel boşluğumuzu artırarak oturuyoruz ve olması gereken omurgamızın “S” pozisyonu yerine belimizi tam tersi yönünde baskılayarak oturuyoruz. Yeterli olmuyor bacak bacak üstüne atıyoruz, bu da yeterli olmuyor ve bir tarafa doğru bükülerek duruyoruz. Bir iki dakika sorun değil ama 20 yıl okul 30 yıl iş yaşantısını düşünürsen önce kaslar kısalacak ve sonra omurgaya sireyet edip bel ağrıları ile başlayıp omurga rahatsızlıkları ile devam edecektir.

Bilgisayar kullanıyor isek monitörün pozisyonu önemli, göz hizamızın biraz altında olmalı, klavyenin ya da masanın yüksekliği de önemli, klavye kullanmak için omuzlarımızı yukarı ve öne götürmemeliyiz. Laptop kullanırken genelde boynumuz önde, kollarımız önde ve omuzlarımız yukarda çalışırız. Omuzlarımızı öne getirdiğimizde pectoralis major kaslarımız yani göğüs kaslarımız kısalmış durur, uzun süre kısa pozisyonda kalarak önce göğüs kaslarımız kısalır daha sonra omurgamıza sirayet eder ve boynumuz ve omuzlarımız öne gelerek kamburluk, boyun ağrısı ve fıtık oluşabilir.

Yanlış oturma alışkanlığı pozisyonel kamburluğun en önemli sebepleridir.
Doğru oturma şekli ile zamanında mola verme omurga sorunlarının temel çözümü olmaktadır.

•Osteoporoz

Kişi yaşlandıkça iskelet ve kas sistemi de zayıflayacaktır. Düzenli egzersiz yapılmadığı ve sağlıklı beslenilmediği için zayıflayan kemik ve kaslar omurgada deformasyonlara neden olacaktır.

•Ağır Çanta Taşımak

Ağır okul çantaları, omurga sağlığı için uygun değildir. Ağır olan sırt çantaları ağırlık merkezimizi geriye doğru çekecektir. Vücut dengesini sağlayabilmek için omuzlarını e başını öne doğru götürerek ağırlık merkezini dengelemeye çalışacaktır. Pectorel (Göğüs) kasların ve karın kaslarının sürekli aktif olmasıyla, bu kaslar önce kısalacak ve sonra omuzların ve boynun öne doğru gelmesine neden olarak, çocukluk döneminde bel ve sırt ağrısına ve daha ileri yaşlarda yine bel, sırt, boyun ağrılarına ve boyun fıtığı ile kifoz gibi omurga rahatsızlıklarının oluşmasına zemin hazırlayacaktır.